Korku & Kültür-Sanat,  Korku Sineması

Night Swim Film İncelemesi: Havuzdan Değil Filmden Korkun

Sinema yapımcılarında seyirciyi zekasız olarak görme eğilimi çoğu türde mevcut. Beni en çok rahatsız eden durum da korku-gerilim filmi izlerken bu hisse kapılmak. Buna sebep olabilecek motivasyonu anlayabiliyorum tabii ki, çünkü bu tarz filmlerin ilk amacı germek ya da korkutmak. Bu doğrultuda filmde yapılan bir değişiklik senaryoya zarar verebilecek bile olsa seyirciyi korkutma amacında iyi bir işleve sahip ise filmi yapan kişiler (senarist, yönetmen, yapımcılar) için bu bir problem olarak görülmüyor. Genellemek doğru değil ancak durum bu şekilde olmasa senede sadece birkaç tane iyi korku filmi izlemezdik. Durumu sadece korku filmleri içine de sıkıştırmak çok doğru olmaz. Komedi ve aksiyon türlerinde de aynı durumu gözlemlemek mümkün. Tek amacı korkutmak, tek amacı germek ve tek amacı güldürmek olan filmler ve kalite ölçütünü de bu doğrultuda belirleyen sinema eleştirmenleri sebebiyle yapımlar tek boyutta sıkışıyor. Oysaki filmler yaşayan bir organizma gibi değişime açık olmalı -yorumlamaya açık olmasından bahsediyorum- ve içlerinde katmanlar bulundurmalı. Yapımlar bulunmak istediği sinema türünün özünden faydalanırken oluşturduğu katmanların temelini sinemadan beslenerek güçlendirmediğinde ise Night Swim gibi korku filmleri olarak karşımıza çıkabilmekte.

Multipl Skleroz sebebiyle erken emekliliğe ayrılmak zorunda kalan ve sahalara geri dönme hayaliyle iyileşme çabasında olan eski bir beyzbol oyuncusu, doktorun kendisine yüzmenin iyi gelebileceğini söylemesiyle havuzlu bir ev satın alır. Ailesiyle buraya taşındıktan kısa süre sonrasında ise havuz sayesinde hiç beklenmedik şekilde ve gerçekten de sahalara dönecek derecede iyileşmeye başlar. Bu hızlı iyileşmenin sebebi ise havuzun su kaynağının iyileştirici özelliklere sahip jeotermal doğal yer altı kaynakları olması olarak düşünülse de filmin korku elementleri burada devreye giriyor.Filmin konusuna bakıldığında insanları ele geçirme aracı olarak suyun kullanılması ve bunun da bir havuz aracılığıyla yapılması o kadar da ilginç gelmeyebilir. Ancak korkutma açısından umut vaat ettiği açık. Ancak film tahmin edildiği gibi ilginçlik konusunda çok sıradan kalırken korkutmayı da kalitesiz efektler kullanma hevesi nedeniyle çok beceremiyor. Ayrıca ilk paragraf içerisinde bahsetmekte olduğum gibi korkutmak açısından senaryoya zarar verici hamlelerde bulunmaktan da çekinmiyor. Night Swim her haliyle bir amatörün elinden çıkmış gibi gözüküyor. “Kötü karakterin” yani havuzun kötülük yapma nedenlerinin anlatıldığı kısımlarda yapılacak kilit değişiklikler filmin acemice kurulmuş olan mitolojisini kurtararak filmi çok daha ilginç kılabilirmiş. Hatta çok daha ilgi çekici ve detaylı yazılacak bir art öykü filmin kendisine ait bir kült topluluğun oluşmasına ve bir “franchise”a dönüşmesini bile sağlayabilirmiş. Bence derinliğini değiştirebilen ve kendisini derin bir havuz gibi gösterip sonrasında birisi balıklama atlarken aniden sığlaşarak insanların kafasını patlatan bir katil havuz filmi çok daha korkunç ve ilgi çekici olurdu. Ancak bu haliyle, seyirciye gece uyku tutmayınca televizyonda rast gelinip izlenilen ve “ya havuzun bilinç kazanıp insanları ele geçirmeye çalıştığı bir film vardı o neydi?” denilene kadar beynin tozlu raflarında sessiz sedasız bekleyecek bir filme dönüşmek dışında bir şey vaat etmiyor. 

1998 yılında Eskişehir'de dünyaya geldim. Sinema ile geç tanıştım ancak The Tree of Life'ı izledikten sonra sinemaya bakışım değişti ve filmleri farklı bir göz ile izlemeye başladım. Profondo Rosso ve The Shining'i defalarca izledikten sonra korku filmlerine olan ilgimin farkına vardım. Özellikle whodunit filmlerine hayranlık duyuyorum ve şimdi de korku101de sinema yazılarımla karşınızda olacağım.

Bir Cevap Yazın

Korku101 sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin