Folklorik Korku,  Korkunç Varlıklar

Çarşamba Karısı: Anadolu’nun En Ürkütücü Folklorik Varlıklarından Biri

Yaşadığımız dönem, modern akım filmlerden, sosyal medya fenomenlerine kadar geniş bir korku panoramasına sahip olsa da Anadolu’nun köklü kültüründe yüzyıllardır anlatılagelen hikayeler hala ürkütücülüklerini koruyorlar. Bu hikayelerin başında ise, belki de ismini ilk kez büyükanne ve dedelerimizden duyduğumuz Çarşamba Karısı geliyor.

Salı gecelerinden çarşamba günlerine uzanan süreçte ortaya çıktığına inanılan bu gizemli varlık, Anadolu’nun birçok yerinde görülen folklorik korku inançlarında özel bir yere sahip. Peki Çarşamba Karısı gerçekten ne? Neden çarşamba günü ile ilişkilendirilmiş? Ve bu efsane günümüze nasıl ulaştı? Gelin, Anadolu’nun korkutucu kadınıyla tanışalım.

Çarşamba Karısı Nedir? Tanım ve Temel Özellikler

Efsanevi anlamda Çarşamba Karısı, Türk mitolojisi ve halk inançlarında yer alan doğaüstü bir varlık. İnanışa göre özellikle salı gecelerinden çarşamba günlerine geçişte ortaya çıkan, kötü ruhlarla ve cinlerle bağlantılı karanlık bir figür. Hortlak, hayalet, cin, peri türünde bir varlık olarak kategorize edilebilse de aslında halk anlatılarında yaşayan özgün bir karakter.

Fiziksel Görünüm ve Karakteristik Özellikleri

Anadolu’nun farklı yörelerinden toplanan hikayelere göre Çarşamba Karısı’nın ortak bir tasviri var:

Fiziksel Özellikleri:

  • Ürkütücü, kötücül görünümlü bir kadın
  • Saçları başı karmakarışık, darmadağınık
  • Üstü başı özensiz, pis kıyafetli
  • Bazı anlatılarda şekil değiştirebildiği söylenir
  • Kötü bir enerji yayar

Davranış Özellikleri:

Çarşamba Karısı’nın en belirgin özelliği yarım kalan işlere olan öfkesi. İnanışa göre:

  • Özellikle salı gecelerinden çarşamba sabahına yarım kalan işlerin olduğu evlere gelir
  • Evlerde ya da doğada yaşadığı düşünülür
  • Yarım kalan işleri tamamen bozar, karıştırır
  • Evdeki huzursuzluklara, kavgalara neden olur
  • Evin çocuğunu herkesin gözü önünde alıp götürebilir
  • Evlerin her köşesinde idrar ve dışkı bıraktığına inanılır
  • Korkunç sesler çıkararak insanları korkuttuğu söylenir

Neden “Çarşamba” Karısı?

Çarşamba gününün uğursuzluğuna dair Anadolu’nun çeşitli yerlerinde inançlar mevcut. Bu inanışın kökeninin Pagan–Şaman inançlarında yattığı düşünülüyor. Macar etnograf Bernát Munkácsi’nin, Emine Yılmaz tarafından Türkçeye çevrilen çalışmasında, Çarşamba gününün Paganlar için önemli olduğundan ve kötü ruhların Çarşamba günleri en güçlü büyülerini yaptıklarından bahsedilmektedir.

Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde Çarşamba gününün uğursuzluğuna dair farklı inançlar günümüzde de görülmektedir. Çarşamba günü kan aldırılmaması gerektiği, çünkü kanın durmayacağı; egzama hastalığının Çarşambaları artacağı; Çarşamba günü çamaşır yıkanırsa o evden cenaze çıkacağı gibi inanışlar, Çarşamba gününün uğursuzluğuna dair halk inançlarını göstermektedir. (Detaylı bilgi için bkz: İsmail Şenesen, “Adana Halk İnançlarında Eski Türk İnanışlarının İzleri – Karşılaştırma ve İnceleme.”)

İnanışa göre salı gününden çarşamba gününe yarım kalmış iş bırakılmamalı. Eğer bir iş salı akşamı tamamlanmadan bırakılırsa, Çarşamba Karısı o eve gelir ve işleri daha da karıştırır. Bu yüzden örneğin:

  • Örgü örüyorsanız, kazağın örülmüş kısımlarını söker
  • Temizlik yapıyorsanız, her yeri daha da pisletir
  • Yemek pişiriyorsanız, mutfağı altüst eder

Çarşamba Günü Gelenekleri:

Bazı Anadolu yörelerinde, Çarşamba Karısı’ndan korunmak için çeşitli kurallar uygulanırdı:

  • Çarşamba günü ev hanımlarının tatil günü gibi kabul edilirdi
  • Çamaşır yıkanmaz, ev süpürülmez
  • Yeni bir işe başlanmaz
  • Kış günlerinde evlerdeki taraklar ortada bırakılmaz, saklanırdı (Böylece Çarşamba Karısı’nın saçlarını taramasını engellemek amaçlanırdı)

Çarşamba Karısı’nın Kökeni ve Tarihçesi

Çarşamba Karısı efsanesinin kökleri oldukça derinlere, Şamanizm dönemine kadar uzanıyor. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan Türk göçleri boyunca, bu inanış da beraberinde taşınmış ve her coğrafyada kendine özgü özellikler kazanmış.

Şamanizm Bağlantısı:

Eski Türk inançlarından gelen Çarşamba Karısı figürü, şaman inançlarında kötücül ruhların ve doğaüstü varlıkların zengin panteonu içinde yer alıyor. Özellikle kadın-merkezli kötücül varlıkların Türk mitolojisinde önemli bir yeri olduğunu görüyoruz.

Alkarısı ile İlişki ve Farklar

Çarşamba Karısı hakkında araştırma yaparken sıklıkla karşılaşılan bir kafa karışıklığı Alkarısı ile arasındaki ilişki. Her iki figür de Türk mitolojisinde kötücül kadın yaratıklar olsa da aralarında önemli farklar var.

Benzer Özellikler:

  • Her iki figür de kadın yaratıklar
  • Kötücül özelliklere sahipler
  • Evlere musallat olabilirler
  • Çocuklara zarar verebilirler
  • Gece vakitleri ortaya çıkarlar

Temel Farklar:

Alkarısı:

  • Özellikle lohusa kadınlara ve yeni doğan bebeklere musallat olur
  • Lohusaların ve bebeklerin ciğerleriyle beslendiğine inanılır
  • Vampirik özellikleri vardır (kan emer, ciğer yer)
  • Atlara da musallat olur, atların yelelerini ördüğü söylenir
  • Dişleri ve tırnakları bakırdandır
  • Ayakları terstir
  • Kırmızı elbise giydiği rivayet edilir

Çarşamba Karısı:

  • Özellikle yarım kalan işlerle ilgilenir
  • Ev işlerini bozan, karıştıran bir varlık
  • Çocukları kaçırır (lohusa dönemi spesifik değil)
  • Çarşamba günü spesifik bir varlık
  • Hortlak veya hayalet kategorisine daha yakın
  • Fiziksel beslenme yerine kaos yaratmaktan hoşlanır

Bazı kaynaklarda bu iki figürün zaman zaman birbirine karıştırıldığını görüyoruz. Fakat bazı bölgelerde Çarşamba Karısı’nın Alkarısı’nın bir türü olduğuna inanılıyor. Ancak akademik çalışmalara bakıldığında çoğunlukla iki varlık ayri ayri degerlendiriliyor ve yukarıda saydığımız şekilde birbirinden farklı özellikteler,

Lilith Bağlantısı

İlginç bir şekilde, Çarşamba Karısı ve Alkarısı figürlerinin Yahudi mitolojisindeki Lilith ile benzerlikleri dikkat çekiyor. Adem’in ilk karısı olduğuna inanılan Lilith de bebekleri öldüren, gece hayaleti olarak tasvir edilen bir figür. Bu benzerlik, farklı kültürlerin benzer korkuları ve kaygıları nasıl ortak mitolojik figürler yaratarak ifade ettiğini göstermesi açısından çok önemli.

Çarşamba Karısı’nın Yaptığı Kötülükler

Yarım Kalan İşleri Bozmak

Çarşamba Karısı’nın en bilinen özelliği, tamamlanmamış işlere olan öfkesi. İnanışa göre salı gecesinden çarşamba sabahına yarım kalan işlerin olduğu evlere misafir olan bu varlık, işleri daha da karıştırıyor, bozuyor, sökülüyor.

Örnek Durumlar:

  • Örgü Örüyorsanız: Örgü örüyorsanız: Kazağın örülmüş kısımlarını söker veya öyle karmakarışık eder ki sabah tekrar baştan başlamak zorunda kalırsınız. Bazı yörelerde Salı günü örgü örmeye başlanmamasının da bu inançla ilgisi olabilir. (Bkz: Mehmet Güner Demiray – Gemerek’te Batil İtikatlar)
  • Mutfaktaki Malzemeleri Birbirine Katar: Yemek malzemelerini, baharatları karıştırarak kullanılamaz hale getirir

Çocukları Kaçırmak

İnanışa göre Çarşamba Karısı, kızdığı evlerin çocuklarını alıp götürebilir. Burada ilginç bir detay var: “Kaçırmak” yerine “alıp götürmek” ifadesi kullanılır. Çünkü kaçırmak eyleminde gizlilik, korku vardır. Oysa Çarşamba Karısı bir hortlak veya hayalet olduğu için kimseye korkusu yoktur ve bu nedenle de çocukları gizlice kaçırmaya değil, açıkça alıp götürmeye gerek duyar. Herkesin gözü önünde çocuğu alır gider.

Evi Pisletmek

Çarşamba günü temizlik yapan kadınların evine gelen Çarşamba Karısı’nın her yeri pislettiğine inanılır. Evin her köşesinde idrar ve dışkı bırakarak, o güne kadar yapılan tüm temizlik çabalarını boşa çıkarır.

Ev Huzursuzluğuna Neden Olmak

Evdeki huzursuzlukları, kavgalı günleri, talihsiz olayları Çarşamba Karısı’nın getirdiği düşünülür. Kötü olaylara, hastalıklara, talihsizliklere neden olduğu söylenir. Aile içi geçimsizlikler, beklenmedik kazalar, hastalıklar – bunların hepsi Çarşamba Karısı’nın musallat olduğu eve getirdiği kötülükler olarak yorumlanır.

Çarşamba Karısı’ndan Korunma Yolları

İş Bırakmama Kuralı

Çarşamba Karısı’ndan korunmanın en önemli yolu, salı gününden çarşamba gününe yarım kalmış bir iş bırakmamak. Bu kural o kadar önemliydi ki, birçok yörede kadınlar salı akşamları geç saatlere kadar çalışır, başladıkları işi mutlaka bitirmeye çalışırlardı.

Örmekte olduğunuz kazak, yaptığınız temizlik, başladığınız herhangi bir iş mutlaka salı gecesi bitirilmeliydi. Aksi takdirde Çarşamba Karısı gelip işleri bozardı.

Çarşamba Günü Tatili

Kimi yörelerde çarşamba günü ev hanımlarının tatil günü gibi kabul edilirdi. Bu geleneğin arkasında Çarşamba Karısı’nı kızdırmama düşüncesi yatıyor:

  • Çamaşır yıkanmaz
  • Ev süpürülmez
  • Yeni bir işe başlanmaz
  • İş yapılmadığı için yarım kalacak bir iş de olmazdı

Tarakları Saklamak

Kış günlerinde evlerdeki taraklar ortada bırakılmaz, saklanırdı. Bu geleneğin arkasında Çarşamba Karısı’nın saçlarını taramasını engellemek isteği yatıyor. Tarakları saklayarak, bu varlığın evinize girmesini veya evinizde vakit geçirmesini önlemeye çalışılırdı.

Bölgesel Farklılıklar ve Adlandırmalar

Farklı Adlar ve Yerel Varyantlar

Türkiye’nin farklı bölgelerinde Çarşamba Karısı efsanesi, değişik isimler ve özelliklerle karşımıza çıkıyor.

Şarköy Anlatısı:

Şarköy’de de benzer bir inanış var. Bir anneanne anlatısına göre, Çarşamba Karısı evlerinin avlusuna gelmiş. Bu yüzden çarşamba günü çamaşır yıkamamaları konusunda annelere baskı yapılırmış.

İvrindi Efsanesi:

İvrindi yöresinde, belirli bir çeşmeye çarşamba gecelerinde kimsenin yaklaşmadığı söyleniyor. İnanışa göre bu çeşme Çarşamba Karısı’nın yaşadığı yerlerden biri. Ayrıca ilginç bir detay: Bir erkeğin Çarşamba Karısı’nın fistanının yakasına “çengelli iğne” (büyük bir iğne) batırmayı başarabilirse, Çarşamba Karısı o erkeğe itaat ediyormuş. Fakat tabii ki çengelli iğneyi batırmak çok zormuş.

Çarşamba Karısı Popüler Kültürde

Çarşamba Karısı Cinayetleri

Çarşamba Karısı efsanesi, modern edebiyatta da işlenmiş. Metin Savaş’ın kaleme aldığı “Çarşamba Karısı Cinayetleri” romanı, Türk mitolojisini çağdaş bir polisiye hikayeyle harmanlıyor.

Sinema: Kabuslar Evi Serisi

Çarşamba Karısı’nın belki de popüler kültürdeki en önemli yansıması, 2006 yılında Çağan Irmak’ın senaryosunu yazdığı “Kabuslar Evi” serisinin bir bölümü olarak beyazperdeye taşınması oldu.

Kabuslar Evi: Çarşamba Karısı (2006)

Film Bilgileri:

  • Tür: Gerilim, Gizem, Korku, Fantastik
  • Yıl: 2006 (TV Film, Kabuslar Evi Serisi 8. Bölüm)
  • Yönetmen: Uluç Bayraktar
  • Senarist: Çağan Irmak
  • Oyuncular: Rüçhan Çalışkur, Yurdaer Okur, Füsun Kostak, Bilge Şen, Özhan Sargın, Ziya Durukan
  • Süre: 67 dakika
  • Yapımcı: Şükrü Avşar, Alkın Önder
  • IMDb Puanı: 6.1/10
  • Sinemalar.com Puanı: 7.6/10

Hikaye:

Oğlu (Yurdaer Okur), gelini (Füsun Kostak) ve iki torunuyla yolculuğa çıkan Sacide (Rüçhan Çalışkur), tatil için geldikleri evin Kabuslar Evi olduğundan ve daha da önemlisi bu evin çocukluğunu geçirdiği kasabada bulunduğundan habersizdir.

Eski hatıralarına yaptığı yolculukta hatırladığı bir hikaye, onu acımasız bir gerçekle burun buruna getirir: Çarşamba Karısı. Ama artık çok geçtir… Sacide, ailesini Çarşamba Karısı’nın gazabından korumaya çalışırken, zihnin karanlıklarında yitip gitme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Benzer Mitolojik Varlıklarla Karşılaştırma

Çarşamba Karısı, Türk mitolojisindeki birçok kötücül varlıktan biri. Benzerleriyle karşılaştırdığımızda ilginç benzerlikler ve farklar ortaya çıkıyor:

Karabasan:

  • Uykudaki insanların üzerine çöken
  • Nefes almalarını ve hareket etmelerini engelleyen
  • Horoz veya köpek sesi duyarsa korkup kaçan
  • Çarşamba Karısı’ndan farkı: Spesifik olarak uyku ile ilgili

Hınkır Munkur:

  • İnsanları boğarak öldüren
  • Karnında yavrusunun bulunduğu torba olan
  • Üzerine idrar yapılırsa ortadan kaybolan
  • Çarşamba Karısı’ndan farkı: Daha fiziksel bir tehdit

Enkebit:

  • Karabasan’a benzer
  • Uykudaki insanları boğmaya çalışan
  • Kafasındaki fes alınırsa sonsuz zenginlik getiren
  • Çarşamba Karısı’ndan farkı: Bir tür zenginlik vaat ediyor

Dünya Mitolojisinde Benzer Figürler

Sümer – Lilith:

  • Adem’in ilk karısı
  • Lanetlenmiş, bebekleri öldüren kadın figürü
  • Gece hayaleti
  • Çarşamba Karısı ile benzerliği: Kötücül kadın varlık, çocuklara zarar verme

Yunan – Lamia:

  • Çocukları öldüren kadın canavar
  • Zeus’un sevgilisi, Hera tarafından lanetlenmiş
  • Çarşamba Karısı ile benzerliği: Çocuklara yönelik tehdit

Yunan – Medea:

  • Kendi çocuklarını öldüren kadın
  • İntikam ve öfke figürü
  • Çarşamba Karısı ile benzerliği: Kızgınlık ve intikam teması

Sık Sorulan Sorular

Çarşamba Karısı gerçek mi?

Çarşamba Karısı, Türk halk inanışlarında yer alan mitolojik bir figür. Gerçek değil, ancak yüzyıllardır Anadolu kültüründe yaşayan ve toplumsal belleğimizde yer eden önemli bir efsane.

Çarşamba Karısı neden çarşamba günü gelir?

İnanışa göre salı gecesinden çarşamba gününe yarım kalan işlere öfkelenir. Çarşamba günü ile bağlantısı, Türk halk inançlarında bu günün özel kabul edilmesiyle ilgili. Bazı yörelerde çarşamba, ev hanımlarının dinlenme günü olarak görülürdü.

Çarşamba Karısından nasıl korunulur?

Geleneksel korunma yolları:

  • Salı gününden çarşamba gününe iş bırakmamak
  • Çarşamba günü yeni işe başlamamak
  • Tarakları saklamak

Alkarısı ile Çarşamba Karısı aynı mı?

Hayır, farklı varlıklar. Alkarısı özellikle lohusa kadınlara ve bebeklere musallat olur, ciğerlerle beslendiğine inanılır. Çarşamba Karısı ise yarım kalan işlerle ilgilenir ve çarşamba günü spesifiktir. Bazı bölgelerde karıştırılsalar da ayrı mitolojik figürlerdir.

Çarşamba Karısı filmi var mı?

Evet, 2006 yılında Çağan Irmak’ın senaryosunu yazdığı, Uluç Bayraktar’ın yönettiği “Kabuslar Evi: Çarşamba Karısı” filmi var. Kabuslar Evi serisinin bir bölümü olan bu yapım, efsaneyi modern bir hikayeye uyarlamış.

Hangi bölgelerde Çarşamba Karısı inancı vardır?

Anadolu’nun birçok bölgesinde bu inanış yaygın. Özellikle Kütahya, Şarköy, İvrindi gibi yörelerde güçlü anlatılar mevcut. Her bölgede farklı isimlerle anılsa da (Çarşamba Gaası gibi) temel özellikler benzer.

Çarşamba Karısı çocukları neden kaçırır?

İnanışa göre, yarım kalan işlere veya çarşamba günü yapılan işlere kızan Çarşamba Karısı, o evi cezalandırmak için çocuğu alıp götürür. Bu, efsanede anlatılan en ağır cezalardan biri.

Sonuç: Geçmişten Günümüze Uzanan Bir Efsane

Çarşamba Karısı, Türk mitolojisinin en ilginç ve kalıcı figürlerinden biri olmaya devam ediyor. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bu efsane, Orta Asya steplerinden Anadolu’nun her köşesine yayılmış, her bölgede kendine özgü bir renk kazanmış.

Modern dünyada bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, bu tür efsanelere olan inanç azalmış olsa da kültürel önemini kaybetmiyor. 

Çarşamba Karısı efsanesi, bize sadece ürkütücü bir hikaye sunmuyor. Aynı zamanda atalarımızın dünyayı nasıl algıladıklarını, korkularını nasıl ifade ettiklerini, toplumsal kuralları nasıl pekiştirdiklerini gösteriyor. Kadının görünmeyen emeğinden, dinlenme hakkının önemine kadar birçok mesaj barındırıyor bu efsane.

Belki de Çarşamba Karısı’nın en büyük gücü, yüzyıllar boyunca insanların hayal gücünde yaşamaya devam etmesi, her neslin onu kendi dönemine uyarlayarak anlatması. Ve kim bilir, belki de bu satırları okuduktan sonra, bir sonraki salı gecesi işlerinizi yarım bırakmadan önce bir kez daha düşüneceksiniz…

Korku101 Tavsiyesi: Çarşamba Karısı efsanesi, folklorik korkuya meraklı herkes için mutlaka bilinmesi gereken bir hikaye. Kabuslar Evi filmini izleyerek bu efsanenin modern sinemadaki yorumunu görebilirsiniz. 

1993 yılında Eskişehir'de doğdum. Çeşitli yazılı mecralarda yazarlık ve içerik üreticiliği yaptım. 2019'dan beri Kat 3 Daire 5 ve Korku101'de içerik üretiyorum.

Bir Cevap Yazın

Korku101 sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin