Korku & Kültür-Sanat,  Korku Sineması

WHEN EVIL LURKS FİLM İNCELEMESİ

Ben küçükken hem annem hem de abim korku filmlerini çok severlerdi ve haftada en az bir korku filmi izlenirdi evde neredeyse. Ailece bir etkinliğe dahil olma hevesinde olan ben ise, her ne kadar bu filmler beni gece tuvalete gitmekten alıkoyacak kadar korkutan filmler olsa da yarım gözle izlemeye çalışırdım. Ancak bu durum benim üstümde öyle bir etki bıraktı ki büyüdükçe korku filmi izleyemez oldum. Küçüklüğümden başlayan ve üniversite hayatıma kadar devam eden çok korkmaktan dolayı korku filmlerine uzak kalma durumu, The Shining’i izledikten sonra değişmişti. Fark ettiğim şey şuydu ki benim küçükken izlediğim korku filmleri korkutmak dışında başka bir amacı olmayan, senaryo yazımı zayıf filmlerdi. The Shining sonrasında ise aslında korkutmanın çığlıklardan, “jump-scare”lerden ve cinlerden ibaret olmadığını anlamış oldum.

Son yıllarda ise Ari Aster, Jordan Peele, Robert Eggers gibi yönetmenlerin dahil olduğu ve kimilerinin elevated horror diye adlandırdığı kimilerinin ise bu isimlendirmeyi duyunca sinirlerinin hopladığı bir sub-genre gelişmeye başladı. Elevated Horror’un sanatsal değeri, hikâye anlatımına yenilenmiş bir odaklanmaya dayanan korkunun başlamasında yatmaktadır. Bu da korkunun geleneksel özelliklerinin ötesine geçmesine ve dolayısıyla “bizi” neyin korkuttuğuna daha derinlemesine bakmamıza olanak sağlamıştır. Korku filmlerinin aslında bu tarz bir felsefeye sahip olabileceği gerçekliğinin farkına varmak benim The Shining’den sonra değişen o bakış açımı iyice farklı bir noktaya taşımıştı ve artık beni tamamen tatmin eden korku filmi türünü keşfedebilmiştim. 

When Evil Lurks ile Demian Rugna daha önce 2017 yılında Terrified ile yapmaya çalıştığı korkunun sınırlarını keşfetme görevine devam ediyor. Ancak bunu üstteki paragrafta bahsettiğim elevated horror sub-genre’sına daha yakın olan yönetmenlerden farklı bir şekilde yapmaya çalıştığı da aşikâr. Korku türünde hikâye anlatımı ve sembolizme yeniden odaklanmasıyla diğer yönetmenler ile benzer noktaları olsa da oluşturduğu tekinsiz atmosferdeki korku öğelerinin temelini geleneksel korku sinemasına dayaması ve hiç bitmek bilmeyen bir vahşete sahip olması onu kendine öz bir noktaya taşıyacak gibi duruyor. 

When Evil Lurks kilisenin öldüğü ve şeytanların insanları ele geçirerek etrafa kötülük yayabildiği post-apokaliptik diyebileceğimiz bir dünyada geçiyor. Filmin ilk dakikasından itibaren farklı bir dünyada olduğumuzu bize fark ettiren Demian Rugna, bu dünya hakkında en başta bize hiç bilgi vermeyerek yabancı ve yalnız hissetmemizi sağlamaya çalışarak bir tekinsizlik hissi oluşturmayı hedeflemekte. Oluşturduğu dünyanın kurallarını deneyimleyerek ve karakterlerin konuşmalarından yola çıkarak çözmeye çalışmamızı istiyor. Verdiği bu kararlar ise filmin geneline yayılan ve seyirciye sürekli tekinsiz hissettirme amacı taşıyan atmosfere iyi hizmet ediyor. Hollywood korku sinemasında aşina olduğumuz kuralların dışında, filmin kurgusuna ve hikayesine hizmet eden, farklı, kendine özgü kuralların inşa edilme girişimi, It Follows’un yaptığı gibi filmin en başından seyirciyi heyecanlandırıyor ve korkutuyor. Çocukların saf iyilik timsali olması nedeniyle onu şeytanla özdeşleştirmesi ve filmin sonunda şeytanın bir çocuk olarak doğup dünyaya karışması fikirlerinin tamamı aslında  bu dünyanın inşasına dair durumlar. Yani Rugna filmin finalinde bile oluşturmaya çalıştığı dünyanın sınırlarını çizmeye çalışıyor. Ancak atmosfer üzerine bu kadar çok kafa yorması hikâyenin kurgusunun zayıf kalmasına neden olmakta. Bu da aslında kendine öz bir anlatı oluşturmaya çalışarak uzaklaşmaya çalıştığı geleneksel korku filmlerinden çok da ayrılamamasına sebep olmuş. 

Sosyal medyada çoğu kişi tarafından yapılan  “yıllardır korku filmi izledim bu kadar vahşet dolusunu bu kadar korkuncunu izlemedim” yorumlarına ise katılmakta güçlük çektiğimi belirtmek isterim. Korku filmleri ile çok az zamandır ilgilenen ben bile çok daha korkunç ve özellikle oluşturduğu atmosfer sebebiyle korkunçluk yaratabilen çok daha iyi filmler örnek gösterebilirim. Özellikle It Follows, When Evil Lurks’ün yapmaya çalışıp da yapamadığı her şeyi çok daha iyi yapabilen bir örnek olarak karşımızda durmakta. Böyle olunca da sosyal medyada bu yorumları görüp beklentiye girmeden izlemekte fayda var. A24 yapımcılığında filmler çeken bu yönetmenler farklı bir bakış açısı getirdiler fakat daha sonraları onlar da ana akımlaşmaya başladı. Bu sebepten 10 sene önce farklılık olarak gözüken dokunuşlar artık formülleşmiş hamlelere dönüştü. Rugna’yı da bu yönetmenlerin erken dönemine benzetebiliriz.

1998 yılında Eskişehir'de dünyaya geldim. Sinema ile geç tanıştım ancak The Tree of Life'ı izledikten sonra sinemaya bakışım değişti ve filmleri farklı bir göz ile izlemeye başladım. Profondo Rosso ve The Shining'i defalarca izledikten sonra korku filmlerine olan ilgimin farkına vardım. Özellikle whodunit filmlerine hayranlık duyuyorum ve şimdi de korku101de sinema yazılarımla karşınızda olacağım.

Bir Cevap Yazın

Korku101 sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et